25 Nisan 2024 Perşembe

Elcab

Elcab


Elcab Kablo Profil San. Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nejdet Tıskaoğlu:
“Ürünlerinin %40’ını 56 farklı ülkeye ihraç eden firmamızın dünya üzerinde giriş yapılabilecek sayısız potansiyel pazar bulunduğunun
bilincinde olduğunu belirtmek isterim”

Dünya son birkaç yıldır ciddi sorunlarla baş etmeye çalışıyor. Ortadoğu bölgesinde uzun süredir devam eden iç savaşlar-çatışmalar, son iki yıldır devam eden pandemi süreci ve en son Rusya-Ukrayna savaşı… Tüm ülkeler gibi Türkiye’de bu süreçten nasibini alıyor. Keza ihracat yapan firmalar… Kablo sektörünün önemli aktörlerinden biri olan Elcab Kablo bu süreci nasıl yaşıyor? Firmanın yurtdışı pazar çeşitliliğini artırmak için çalıştığını biliyoruz. Bu doğrultuda Elcab Kablo 2 - 6 Ekim tarihleri arasında Almanya’nın Frankfurt şehrinde düzenlenecek olan Light+Building Fuarı’na katılacak. Elcab Kablo Profil San. Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nejdet Tıskaoğlu ile firmaları ve güncel gelişmelere bakışları hakkında konuştuk.

İlk altı aylık dönemi firmanız açısından değerlendirir misiniz? Kapasite kullanımı ve yurtiçi-yurtdışı satışlarınız hedefleriniz doğrultusunda gerçekleşti mi? Yılsonu öngörünüz nedir?
Jeopolitik gelişmelerle birlikte artan tedarik sorunları, belirsizlikler ve enerji fiyatları küresel ekonomi üzerinde aşağı yönlü risklerin artmasına neden olmuştur. Türkiye ekonomisi ise bu olumsuz gelişmeler karşısında dayanıklı bir görünüm sergilemiş ve iktisadi faaliyet yılın ilk altı aylık döneminde dış talebin katkısıyla güçlü seyrini korumuştur. Sorunları gerçekçi ve ileriye dönük bakış açısıyla çözen, firma misyonunu yatırım, istihdam, üretim ve ihracat yoluyla büyüme üzerine kurarak bilinçli bir tercihte bulunan şirketimiz plan, proje ve programlarını kararlılıkla uygulamaya devam etmektedir. Elcab Kablo olarak bir üründe olmazsa olmaz ilkeler olan güvenlik, performans ve kullanım kolaylığı gibi özellikleri üretim politikamızın temel hedefleri arasında bulundurmaktayız. Üretim kapasitesini artırarak daha çok ürün elde edip hem iç hem de dış piyasada gerek fuar gerek çeşitli pazar araştırmaları ve gerekse müşteri ziyaretleri ile mevcut müşterilerinin yanı sıra daha çok firmaya ulaşmayı hedef edinmiş olan firmamız bunu gerçekleştirirken mevcut kalite politikalarını takip ederek hareket etmeyi ve kaliteden ödün vermeden gelişmeyi prensip haline getirmiştir. Üretim kapasite ve kalitesi ile satış pazarlama etkinliğini değerlendirdiğimizde maalesef ki sadece sektörel bazda değil genel anlamda çoğu firmanın üretim kapasitesini arttırırken maliyetleri en aza indirmek ve tedarik sürelerini yakalayabilmek için ürün kalitesinden feragat ettiğini veya kapasite artırımına gidildiği halde atıl kapasite ile çalışıp bu durumun maliyete yansıması neticesinde haksız fiyat artışına gittiğini görmekteyiz. Asıl olan yüksek kapasite ile kaliteli üretim yapıp uygun etkin ve verimli pazarlama stratejileriyle müşterilere zamanında hizmet verebilmektedir. Kapasite kullanımı ve yurtiçi-yurtdışı satışlarını hedefleri doğrultusunda gerçekleştiren Elcab Kablo olarak, 2022 yılının sonlarına doğru sektörümüzün büyüme ve gelişim kaydederken sanayicilerin üretim faaliyetlerini bu stratejilerin ışığında gerçekleştirmesi gerektiği görüşündeyim.

Rusya’nın AB ülkelerine doğalgaz sevkiyatını azaltması bu ülkelerde kimi sektörlerde üretimin yavaşlamasına-durmasına neden olacağı şeklinde tahliller yapılıyor. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? AB ülkelerine kablo ihracatı bu durumdan ne ölçüde etkilenecektir.
Global ekonomi 2020 yılından bu yana ciddi zorluklarla yüzleşmektedir. Tüm dünyayı etkisi altında alan pandemi krizinin ardından Rusya-Ukrayna savaşı, enerji ve gıda başta olmak üzere her alanda tedarik zincirlerinde büyük sıkıntılara yol açmış ve bunun sonucu olarak pek çok ülke son 40-50 yılın en yüksek enflasyon oranıyla mücadele etmek durumunda kalmıştır. Geçtiğimiz yıl yüzde 11'lik bir oranla son 10 yılın en hızlı büyümesine imza atan ülkemiz, küresel ekonominin yeniden yapılandığı ve öngörülebilirliğin azaldığı bu süreçte ihracat ve istihdamda gösterdiği güçlü performansla tüm bu imtihanların üstesinden gelme konusunda başarılı bir tablo çizmiştir. Rusya’nın Avrupa Birliği ülkelerine doğalgaz sevkiyatını azaltması ile bu ülkelerde üretimin yavaşlamasına ve hatta durmasına neden olacağı şeklindeki tahlillere yönelik olarak ürettiği ürünlerin %40’ını 56 farklı ülkeye ihraç eden firmamızın dünya üzerinde giriş yapılabilecek sayısız potansiyel pazar bulunduğunun bilincinde olduğunu belirtmek istiyorum. Spesifik pazarlara ihracatın azaldığı zamanlarda sektörün küçük bir dilime hapsolması tamamen geçmişten gelen ve sanayicilerin kronik olarak yaptığı ihracatı sadece birkaç ülke etrafında konumlandırma hatasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle riski dağıtmak, içinde bulunduğumuz olumsuz koşulların doğurduğu sonuçlardan ders alarak pazar sayısını arttırıp satış ağımızı genişletmek için fuar katılımları, daimi müşteri ziyaretleri ile araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunmalıyız. Her zaman vermiş olduğumuz örnekte olduğu gibi eğer tüm yumurtaları aynı sepete koyarsanız sepetin bulunduğu yerden alınabilecek olası bir darbe ile hepsini kaybedersiniz. Ancak yumurtaları iki ayrı sepete bölüp riski dağıtırsanız olası bir sorunda en azından yarısını kurtarmış olursunuz. Dolayısıyla sadece kendi sektörümüz değil tüm sanayici ve üreticiler için riskin yalnızca spesifik pazarlara bağlı kalmadan farklı ve çeşitli pazarlara yayılarak azaltılması ve bu suretle olası bir olumsuzlukta ihracat verilerinde herhangi bir düşüşün yaşanmaması en etkin ve verimli çözüm olacaktır.

Öte yandan Ortadoğu bölgesinde olumlu gelişmeler yaşanıyor. İsrail, Mısır ve Suriye ile ilişkilerde somut adımlar atılıyor. Bu gelişmeleri nasıl okuyorsunuz?
Türkiye için ciddi ve önemli bir potansiyele sahip olan ülkelerde önceki yıllarda yaşanan olumsuzluklar bu pazarların yoğun bir durgunluk dönemine girmesine ve birçok firmanın ihracat rakamlarında düşüş yaşanmasına neden olmuştu. Hayata geçirdiği AR-GE çalışmaları, uyguladığı kalite politikaları, çevreye ve insana duyarlı üretim politikası ve çağımızın getirdiği teknolojik gelişmeleri kullanarak etkin bir şekilde yürüttüğü gelişim sistemi ile global olarak rekabet edebilen, içinde bulunduğu sektörün ihtiyaçlarına ekonomik çözümler üreten, uluslararası ve yerli standartlara uygun üretim yapan, müşteri talep ve isteklerini önemseyen ve sürekli yenilik ve gelişim içinde olan, kalite, inovasyon ve rekabette öncü bir firma olarak üretmiş olduğu ürünler ile hem Avrupa hem de Ortadoğu pazarına hitap edebilen, bu suretle müşteri odaklı bir üretim politikası izleyen ve ihracat büyük önem veren firmamız olarak Ortadoğu bölgesinde yaşanan gelişmeleri, İsrail, Mısır ve Suriye ilişkilerinde atılan somut adımları ülkemiz ihracat hacmine sağlayacağı katkıdan dolayı olumlu ve umut verici buluyoruz.

Dolar kurunun Euro’yu geçmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye ağırlıklı olarak Euro bölgesine ihracat yapıyor. Bu durum hammaddeye erişimden ihracata kadar olan faaliyetlerinizi nasıl etkileyecektir?
Döviz kurlarında yaşanan dalgalanma hususuna değindiğimizde hem iç hem de dış piyasaya ürün tedarikinde bulunan bir firma olarak iç pazar satışımız ile ihracatımızın dövizde yaşanan gelişmelerden nasıl etkilendiğini iki açıdan değerlendirebileceğimizi söyleyebiliriz. Üretimin gerçekleşmesi için gerekli olan hammadde ve emtiaların tedariki döviz cinsinden gerçekleşmekte ve iç piyasa satışları ise TL cinsiden yapılmaktadır. Bu nedenle iç piyasa satışlarını ele aldığımızda yabancı para birimlerinin karşısında Türk Lirası’nın değer kaybetmesi neticesinde olumsuz bir etkilenme söz konusudur zira söz konusu değişim bilanço ve fiyatlara yansıtmakta bu da iç piyasa satışlarımızda olumsuz bir sonuç doğurmaktadır. Aynı soruyu ihracat faaliyetini göz önüne alarak cevaplandırdığımızda ise iç pazarda anlık değişimleri uygulamaya alma zorluğunun uluslararası piyasada rastlanmaması nedeniyle ve satışlarımızın döviz cinsiden yapılması neticesinde durumun bu anlamda lehimize olduğunu söyleyebiliriz. Ancak yüksek döviz kuru ihracat için gerçekten ciddi bir avantaj olup olmadığı tartışılır bir konudur çünkü girdilerin yurtdışı endeksli ve döviz bazında olması nedeniyle yüksek döviz kurunun ihracatta çok büyük bir avantajı bulunmamaktadır.